Covid-19 pandemisi sırasında sahne ışığı bir anda robotlara çevrildi. Dünyadaki tüm basın organları, robotların sağlık tesislerindeki kritik görevleri başarıyla tamamladığından ve hastalık bulaşma riski taşımadıkları için diğer ortamlarda gösterdikleri başarılardan sürekli bahsetti. Öyle ki robotlar kimi durumlarda pandemiyi “kontrol altına alan” birer “kahraman” olarak yüceltildi. Sizce robotların rolü abartılıyor olabilir mi?
Bunun nedenlerini görmek pek de zor değil. Robotlar zeminleri dezenfekte etmek, hastaların hayati organlarını kontrol etmek ve karantinadaki hastalara yemek ve ilaç temin etmek gibi önemli görevleri yerine getirdi. Bu çözümler insanların birbiriyle temasını minimuma indirdi ve sağlık çalışanlarının hastalardan veya hastane zeminlerinden enfeksiyon kapmalarını engelledi. Dünyadaki karantina politikalarından ötürü ortaya çıkan eşi benzeri görülmemiş işgücü kıtlığı, en isteksiz görünen kullanıcıları ve şirketleri bile yeni teknolojileri benimsemeye itti.
Bunun bir sonucu olarak, robot üreticileri satışlarda ve faizlerde ani bir artış gözlemledi. Robotik uzmanları bu trendin ivmesinin daha da artacağına inanıyor. Geniş bir okur kitlesine sahip olan The Robot Report’taki bir makale pandemi sonrası geleceğin, maliyetten tasarruf etmek ve üretkenliği arttırmak adına otomasyon teknolojilerine daha çok bel bağlamamıza yol açacağını öngörüyor.
Peki bu heyecana inanmalı mıyız? Faydayı maksimuma çıkarmak adına robotlara geçiş yapacak şirketler için şu iki şartın sağlanması gerekiyor.
- Robotlar üretim sistemindeki en zayıf halkada görev almalı.
Robotlar üretim sisteminin en zayıf halkalarına yerleştirilmediği sürece, ne kadar hızlı çalışırlarsa çalışsınlar, genel üretkenlikte ciddi bir kazanç sağlayamamaktadırlar. Ve personel sayısında robotların konuşlandırılmasından kaynaklanan bir azalma olmazsa, önemli bir maliyet tasarrufu da olmayacaktır. Dahası, robotları çalıştıran birimler bunları sürekli olarak kullanıyorsa ve silolarda önemli verimlilik kazanımları gösteriyorsa, kuruluşun performansının robotlardan ötürü olumsuz etkilenmesi muhtemeldir.
AI destekli robotik çözümleri benimsemek için milyarlarca para harcayan birçok şirket, performanslarından hayal kırıklığına uğradıklarını bildirdi. Teknoloji öncüsü Elon Musk’ın iki yıl önce söylediği meşhur “İnsanlar hafife alınıyor” sözünün doğruluğunu gösteren kanıtlar gitgide artıyor.
- Faaliyet ortamı kontrol edilebilir olmalı.
Yakın zamandaki teknolojik sıçramalara rağmen, şu anki jenerasyonda robotların rolü ve görevleri kontrol altında tutulan ortamlarda gerçekleştiriyor. Bu yüzden Walmart ve Giant gibi perakendeciler robotların kullanımını reyonlardaki ürünlerin takibini yapmak veya yere dökülmüş şeyleri temizlemekle sınırlandırıyor.
Fakat bulunduğumuz ortam aşırı değişken ve tahmin edilemez olsa robotlar muhtemelen görevlerinde başarısız olacak ve bu durum daha büyük tehlikelere yol açacaktı. Basitçe söylemek gerekirse, tamamen karantina altında olan, trafiğin hiç olmadığı Wuhan’da kullanılan sürücüsüz teslimat kamyonları sokaklar tekrar meşgul olduğunda ister istemez çalışmayacaktır. Tabii ki bu, ortam kontrol altına alınabilirse, teslimat kamyonlarının çalışamayacağı anlamına gelmiyor. Şehirler, yoğun nüfuslu kentsel bölgelerde otonom dağıtım robotları için özel yollar sunarsa sürücüsüz dağıtım robotlarının ticari uygulaması mümkün olacaktır. Ancak operasyon ortamını değiştirmek bu durum için bir ön koşul.
Yine de robotların yapamayacağı çok şey var. Stratejik olarak önemli olan birçok görev müşteriye yöneliktir ve bu görevler makine öğrenimi gibi yapay zeka teknolojilerinin uygulanmasını gerektirir. AI algoritmalarının, bu teknolojileri eğitmek için veriye ihtiyacı vardır ve bu noktada önemli bir zorlukla karşılaşırız: Müşteri deneyiminden ödün vermeden bu verileri elde etmek.
Robotların kontrol etmediği veya yönetmedikleri ve onlara uygun yapılandırılmamış ortamlarda insanlarla etkileşimden öğrenebilecek, müşteriye dönük robotları görmemiz için önümüzde çok uzun bir yol var. Microsoft’un sunduğu ve Twitter kullanıcılarının bir günden daha kısa sürede ırkçı söylemlerde bulunması için eğittikleri chatbot örneği, AI programcılarının müzakere etmesi gereken sorunları canlı bir şekilde gösteriyor.
Salgın sonrasında ne olacak?
Peki bu durum salgın sonrası dünyada robotların rolü için ne anlama geliyor? Öncelikle yöneticiler, yeni teknolojilere yatırım yapmadan önce mevcut teknolojilerle stratejik görevler yapan insanları desteklemenin yollarını aramalıdır. Stanford Medicine örneğindeki gibi, sadece hasta odalarına iPad yerleştirmek bile doktorların Covid-19 salgını sırasında hastaların birçok bakımını uzaktan, enfeksiyon riskine maruz kalmadan, etkili bir şekilde sağlamasına imkan tanıdı. Bulaşıcı hastalığa sahip hastaları tedavi etme zorluğuna getirilen bu çözüm, robotiklere yatırım yapmaktan çok daha ucuzdu.
Robotik teknolojisi son birkaç on yılda önemli ölçüde gelişti ve robotik çözümlerdeki mevcut jenerasyon pek çok alanda önemli faydalar sağlıyor. Bununla birlikte, robotların rolü büyük ölçüde yapılandırılmış ortamlarda dar kapsamdaki bir dizi işi otomatik hale getirmeye yönelik oluyor. Bu nedenle mevcut kriz, robotik otomasyonu hızlı bir şekilde ileriye götürmekte net bir fırsat sağlamasına rağmen işletmeler sermayelerinin değerli bir kısmını stratejik olmayan veya robotların şu anki jenerasyonlarının etkili bir şekilde gerçekleştirmekte epey zorlanacağı otomatikleştirme süreçlerine harcamaktan kaçınmalıdır.
Follow Us!